“`html
Mal Rejimi Tasfiyesi ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Uygulamadan Örneklerle
Değerli müvekkillerimiz, Avukat Mustafa Serkan olarak, 2005 yılından beri serbest avukatlık yapmaktayım. Bugün, özellikle boşanma davalarında sıklıkla karşımıza çıkan mal rejimi tasfiyesi ve edinilmiş mallara katılma rejimi konularını ele alacağız. Bu konular, boşanma sürecinde en çok kafa karışıklığına neden olan alanlardan biridir. Amacımız, bu karmaşık hukuki süreci, uygulamadan örnekler vererek sizlerin daha kolay anlamasını sağlamaktır.
Boşanma Davalarında Mal Rejimi ve Önemi
Ülkemizde en çok açılan dava türlerinden biri olan boşanma davaları, beraberinde mal paylaşımı sorununu da getirmektedir. Hukuk mahkemelerinde görülen davaların önemli bir kısmı boşanma davaları olup, bu davaların neredeyse yarısında mal rejimi tasfiyesi de gündeme gelmektedir. Anlaşmalı boşanmalar bu sorunu kısmen çözse de, çekişmeli boşanmalarda mal paylaşımı oldukça karmaşık bir sürece dönüşebilmektedir. Bugün bu karmaşıklığı, uygulamadan örneklerle basitleştirmeye çalışacağız.
Temel Kavramlar: Kişisel Mal ve Değer Artış Payı
Mal rejimi tasfiyesi sürecinde sıkça karşımıza çıkan kavramlardan biri kişisel mal, diğeri ise değer artış payıdır. Bu kavramları anlamak, mal paylaşımında doğru adımlar atabilmek için kritik öneme sahiptir.
-
Değer Artış Payı (DAP)
Eşlerden birinin, diğerine ait bir malın edinilmesine, karşılıksız bir katkıda bulunması durumunda ortaya çıkar. Kanun der ki; eğer eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine katkıda bulunmuşsa, bu malın tasfiye sırasındaki değer artışından katkısı oranında pay alma hakkına sahip olur. Burada önemli olan, katkı oranını doğru tespit etmek ve alacak hakkını bu orana göre hesaplamaktır. Değer artış payı alacağı, malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır.
-
Artık Değer
Artık değer, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ait borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Tasfiye sürecinde, öncelikle edinilmiş malların değeri belirlenir, ardından bu mallara ait borçlar düşülür ve kalan artık değer, eşler arasında paylaştırılır. Borçlar, artık değer hesaplamasında mutlaka dikkate alınmalıdır.
Örnek Olaylar ve Çözüm Yolları
Şimdi, mal rejimi tasfiyesini daha iyi anlamak için uygulamadan bazı örnek olayları inceleyelim:
Örnek 1: Ev Alımı ve Kredi Borcu
Diyelim ki, 2010 tarihinde evlenen bir çiftimiz var. Erkek memur, kadın ise ev hanımı. 2018 yılında, 200.000 TL bedelle bir ev satın alıyorlar. Bu evin alımında kadının 50.000 TL değerindeki bilezikleri kullanılıyor, kalan 150.000 TL için ise kredi çekiliyor. Kredi taksitleri ödeniyor ve 2022 yılı itibarıyla 80.000 TL kredi borcu kalıyor. Evin bugünkü değeri ise 900.000 TL.
Bu durumda, kadının 50.000 TL değerindeki bilezikleri kişisel mal olarak kabul edilir. Evin alımında kullanılan krediye ait borçlar çıkarıldıktan sonra kalan değerin paylaşımı yapılır. Kadın, kişisel malı ile yaptığı katkının, evin değer artışındaki payını talep edebilir. Bu durumda, evin güncel değeri 900 bin TL, 80 bin TL kredi borcu düştükten sonra ve 50 bin TL’lik bileziklerin değer artışı eklenerek kadın için toplam 522.500 TL gibi bir alacak doğacaktır. Bu durum hesaplanırken değer artış payı ve artık değer kavramları dikkate alınır.
Örnek 2: Emekli İkramiyesi ve Ziynet Altınları
2000 yılında evlenen bir çiftimiz olsun. Erkek 65, kadın 70 doğumlu. 2018’de erkek 150.000 TL emekli ikramiyesi alıyor ve kadın 50.000 TL değerindeki ziynet altınlarını bozduruyor. Toplam 200.000 TL ile bir ev satın alınıyor. Evin bugünkü değeri ise 800.000 TL. Burada da emekli ikramiyesi gibi özel durumlar devreye girer.
Bu örnekte iki ayrı senaryo söz konusu olabilir:
- Senaryo 1: Eğer erkeğin avukatı emekli ikramiyesinin kişisel mal olduğunu iddia etmezse, kadının ziynet altınları kişisel mal sayılır ve değer artış payı hesaplamasına girer. Geri kalan kısım ise edinilmiş mal olarak ikiye bölünür.
- Senaryo 2: Erkeğin avukatı emekli ikramiyesinin kişisel mal olduğunu iddia ederse, bu durumda mahkeme, emekli ikramiyesinin mal rejiminin sona erdiği tarihteki peşin sermaye değerini hesaplatır. Bu da genellikle bir bilirkişi incelemesi ile belirlenir. Bu hesaplama sonucunda çıkan rakam, erkeğin kişisel malı olarak kabul edilir ve bu durum, mal paylaşımında önemli bir fark yaratır.
Örnek 3: Mal Kaçırma ve Aile Konutu
2005 yılında evlenen ve 2022’de boşanma sürecine giren bir çift düşünelim. Erkek, 2022’de bir ev alıyor. Bu evin peşinatı olarak 30.000 TL ödeniyor. 20.000 TL’si kadının bileziklerinden, 10.000 TL’si ise erkeğin kardeşinden aldığı borçtan karşılanıyor. Erkek, boşanma davasından kısa süre önce, evi üçüncü bir kişiye gizlice satıyor. Ancak bu ev aynı zamanda aile konutu. Bu durumda, mal kaçırma ve aile konutu gibi hususlar gündeme gelir.
Mal Kaçırma: Eşlerden birinin, mal paylaşımını engellemek amacıyla mallarını üçüncü kişilere devretmesi durumudur. Bu durumda, mal kaçırma davaları açılabilir. Ancak bu davalar karmaşık süreçler gerektirir. Davayı ihbar etme ve muvazaa gibi yollara başvurulabilir. Ancak genellikle, malın üçüncü kişiden geri alınması uzun ve zorlu bir süreçtir.
Aile Konutu: Ev eğer aile konutu ise, evin diğer eşin rızası olmadan satılması mümkün değildir. Aile konutu şerhi olmasa bile, bu durum Yargıtay tarafından dikkate alınır ve satış işleminin iptali istenebilir. Dolayısıyla, bu tür durumlarda malın geri dönüşü daha kolay olabilir.
Örnek 4: Mal Rejiminin Ölümle Sona Ermesi
Taraflar 1990’da evlenmiş ve iki çocukları olmuş. Erkek doktor, kadın hemşire ve bu evlilik birliği içerisinde bir birikim yapmışlar ve 1999 yılında bir villa almışlar. Kadın katkı payı ve katılma alacağı talep ediyor. Burada edinilmiş mallara katılma rejimi, 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiş mallar için geçerli olduğundan, bu tarih öncesindeki mallar için katkı payı alacağı geçerlidir. Bu hesaplamada eşlerin gelirleri, evin ihtiyaçlarına katkıları, erkeğin aile yükümlülükleri ve tasarruf durumu gibi hususlar dikkate alınır. Kadının evin alımına katkısı ispatlanırsa, bu doğrultuda paylaşım gerçekleşir.
Örnek 5: Zina ve Mal Paylaşımı
Eşlerden birinin zina yapması durumunda, boşanma ve mal paylaşımı süreçleri nasıl ilerler? Zina nedeniyle boşanma davası açılması durumunda, kusurlu eşin artık değerdeki payı azaltılabilir veya kaldırılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, boşanma kararında zina sebebinin açıkça belirtilmesidir. Ayrıca zina yapan eşin, diğer eşin mallarından katılma alacağı talep etmesi engellenirken, zina yapan eşin kendi malları üzerindeki hakkı bakidir.
Örnek 6: Şirket Ortaklığı ve Mal Paylaşımı
Eşlerden biri evlilik sonrası bir şirket kurmuş olsun. Şirketin değeri zamanla artmış ve taşınır taşınmazlar alınmış olsun. Şirket tasfiyesi değil, şirketin değerlemesi üzerinden mal rejimi tasfiyesi yapılır. Şirket değerlemesinde, şirketin kuruluş sermayesi, kâr payları, şirketin mal varlığı ve borçları, şirketin piyasa değeri ve marka değeri gibi hususlar dikkate alınır. Bu nedenle, şirket değerlemesi için genellikle bir bilirkişi raporu alınır.
Sonuç
Değerli müvekkillerimiz, mal rejimi tasfiyesi karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte, her bir olayın kendine özgü koşulları ve detayları dikkatlice değerlendirilmelidir. Amacımız, sizlere bu süreçte rehberlik etmek, haklarınızı korumak ve en iyi sonucu elde etmenize yardımcı olmaktır. Unutmayın ki, her zaman yanınızdayız ve bu konularda telefonla veya yüzyüze görüşerek destek olmaktan mutluluk duyarız.
Anahtar Kelimeler
- Mal rejimi tasfiyesi
- Edinilmiş mallara katılma rejimi
- Boşanma davaları
- Mal paylaşımı
- Kişisel mal
- Değer artış payı
- Artık değer
- Emekli ikramiyesi
- Ziynet altınları
- Mal kaçırma
- Aile konutu
- Zina
- Şirket değerlemesi
- Katkı payı alacağı
“`