“`html
7226 Sayılı Kanun’un Aile Hukuku Uygulamalarına Etkisi: Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu
Değerli Müvekkillerimiz,
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan önderliğinde, sizleri 7226 sayılı kanunun aile hukuku uygulamaları üzerindeki etkileri hakkında bilgilendirmek istiyoruz. Bu makalede, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Sayın Ömer Uğur Gençcan’ın değerli görüşleri ve alanındaki derin bilgisi ışığında, bu kanunun özellikle boşanma davaları ve diğer aile hukuku süreçleri üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele alacağız.
7226 Sayılı Kanun ile Getirilen Süre Durdurma Uygulaması
7226 sayılı kanun, özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde yargı alanında yaşanan aksamaların önüne geçmek amacıyla çıkarılmıştır. Bu kanun, 13 Mart 2020 ile 30 Nisan 2020 tarihleri arasında, maddi hukuk ve usul hukuku alanlarında birçok süreyi durdurmuştur. Ancak bu süre durdurma uygulamasının kapsamı ve detayları, müvekkillerimiz için önemli bazı soru işaretleri yaratmaktadır. Bu makalede, bu sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Kanunun Amacı ve Kapsamı
Kanunun temel amacı, yargı alanındaki hak kayıplarını önlemektir. Bu kapsamda, sadece usul hukuku değil, maddi hukuk da bu kanun ile düzenlenmiştir. Kanun, hakların doğumu, kullanılması ve sona ermesine ilişkin tüm süreleri durdurarak, vatandaşların ve avukatların mağduriyet yaşamasının önüne geçmeyi hedeflemiştir.
Kanun metninde yer alan “tüm süreler” ifadesi, maddi hukuka, usul hukukuna ve takip hukukuna ilişkin bütün süreleri kapsar. Ancak bu makalede, ağırlıklı olarak maddi hukuk ve özellikle aile hukuku alanındaki etkilerini inceleyeceğiz.
Hak Kayıplarının Önlenmesi ve Yorum İlkeleri
Kanunun yorumlanmasında temel ilke, hak kayıplarının önlenmesi olmalıdır. Eğer bir süre, Covid-19 pandemisi nedeniyle kullanılamıyorsa ve bu durum bir hak kaybına neden oluyorsa, bu kanun kapsamında süre durdurulmalıdır. Ancak, eğer bir hak kaybı söz konusu değilse, genel hükümler uygulanmaya devam edecektir.
Boşanma Davaları ve 7226 Sayılı Kanun
Boşanma davaları, ülkemizde en sık karşılaşılan aile hukuku sorunlarındandır. 7226 sayılı kanunun bu davalar üzerindeki etkisini, çeşitli boşanma sebeplerini ele alarak değerlendireceğiz.
Evlilik Birliğinin Sarsılması (TMK 166/1)
Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında, dava açma süresi gibi bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu tür davalarda 7226 sayılı kanunun doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak, bu dönemde yaşanan şiddet olayları ve bu olaylara dayalı olarak açılacak yeni davalar da söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda da, kanunun genel yorum ilkeleri uygulanır.
Anlaşmalı Boşanma (TMK 166/3)
Anlaşmalı boşanma davalarında, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şartı aranmaktadır. Kanunun amacı hak kaybını önlemek olduğundan ve anlaşmalı boşanmalarda bir süre sınırlaması olmaması nedeniyle, evliliğin bir yıl sürmesi şartı, 7226 sayılı kanun ile uzatılmaz. Eğer evlilik bir yılı durdurma süresi içerisinde tamamlanıyorsa, anlaşmalı boşanma davası açılabilir.
Eylemli Ayrılık (TMK 166/4)
Eylemli ayrılık nedeniyle açılan boşanma davalarında, üç yıllık bir bekleme süresi söz konusudur. Bu süre de, diğer süreler gibi 7226 sayılı kanun ile uzatılmaz. 13 Mart 2020 ile 30 Nisan 2020 arasında üç yıllık süre dolmuşsa, kişi dilediği zaman dava açabilir. Burada amaç hak kaybının engellenmesidir. Kanun hak kaybı yaşanmadığından, bu tür bir durumda süre durdurulmaz.
Zina (TMK 161)
Zina sebebiyle açılacak boşanma davalarında, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı aylık ve her halde zina olayının üzerinden beş yıllık hak düşürücü süreler bulunmaktadır. Bu süreler, 7226 sayılı kanun kapsamında durmaktadır. Eğer bu sürelerin dolmasına 15 gün veya daha az kalmış ise süre, 15 gün uzatılır.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK 162)
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle açılacak boşanma davalarında, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre bulunmaktadır. Bu süre de, 7226 sayılı kanun kapsamında durmaktadır ve yukarıdaki zina maddesinde belirttiğimiz 15 günlük uzatma hükmü bu madde içinde geçerlidir.
Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK 163)
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açılacak boşanma davalarında herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Bu nedenle 7226 sayılı kanunun doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak bu durumları değerlendirirken, evlilik birliğinin çekilmez olup olmadığına bakılmaktadır.
Terk (TMK 164)
Terk sebebiyle boşanma davalarında, 4 aylık bir terk süresinin ardından ihtar çekme hakkı doğmaktadır. Bu sürenin dolması durma süresine denk gelmişse bu durum bir hak kaybı oluşturmadığı için bu süre durmaz. Daha sonra ihtar çekilir ve diğer süreçler devam eder. Aynı şekilde 2 aylık dönme süresi de durmaz.
Akıl Hastalığı (TMK 165)
Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmiş olması şartı aranır. Akıl hastalığının kendisi mutlak bir boşanma nedeni değildir. Bu tür davalarda süre sınırı bulunmadığından 7226 sayılı kanunun doğrudan bir etkisi de yoktur.
Sıkça Sorulan Sorular
-
7226 sayılı kanun hangi süreleri durdurur?
Kanun, maddi hukuk ve usul hukuku alanındaki tüm süreleri durdurur. Bunlara dava açma, temyiz, istinaf süreleri örnek verilebilir. -
13 Mart-30 Nisan arasındaki süreler durdurulduysa bu süreye denk gelen haklarım ne olacak?
Kanun, hakların doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin süreleri durdurmuştur. Eğer bu süreler içinde hakkınızı kullanamadıysanız, durma süresinden sonraki dönemde bu hakkınızı kullanabilirsiniz. -
Dava açma, temyiz gibi işlemleri bu dönemde yapabilir miyim?
Evet, kanun size bu işlemleri yapma hakkını vermiştir, ancak durdurma süresinden sonra yapmayı tercih ederseniz de hakkınız saklı kalır. -
Anlaşmalı boşanma davalarında bir yıllık süre durur mu?
Hayır, bir yıllık süre durmaz. Bu süre, hak kaybına neden olmaz ve anlaşmalı boşanma, bir yıllık sürenin dolmasıyla birlikte her zaman yapılabilir. -
Zina veya hayata kast nedeniyle dava açma süreleri durur mu?
Evet, bu tür davalarda mevcut hak düşürücü süreler durur. Eğer bu sürenin dolmasına 15 gün ve daha az kalmışsa süre, 15 gün uzatılır. -
Ortak velayet zorunlu mudur?
Hayır, ortak velayet zorunlu değildir, çocuğun üstün yararı gözetilerek hakim tarafından verilir veya verilmez.
Sonuç
7226 sayılı kanun, yargı alanındaki hak kayıplarını önlemeyi amaçlayan önemli bir düzenlemedir. Bu kanun, özellikle Covid-19 pandemisi döneminde, birçok hukuki süreci etkilemiştir. Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan liderliğinde, bu süreçte müvekkillerimizin haklarını korumak için her zaman yanınızdayız. Hukuki süreçlerinizde size en doğru ve güncel bilgileri sunarak, haklarınızı en iyi şekilde savunmaktayız. Daha fazla bilgi ve hukuki destek için bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla,
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu
Anahtar Kelimeler:
- 7226 sayılı kanun
- Aile Hukuku
- Boşanma Davası
- Maddi Hukuk
- Usul Hukuku
- Hak Kaybı
- Süre Durdurma
- Anlaşmalı Boşanma
- Evlilik Birliğinin Sarsılması
- Zina
- Hayata Kast
- Akıl Hastalığı
- Ortak Velayet
- Antalya Avukat
- Avukat Ayşenur Kocabaş
- Avukat Sena Demircan
“`