CMK’da Yakalama Süreci: Hukuki Haklarınız ve Uygulamadaki Detaylar
Değerli müvekkillerimiz, bu makalemizde Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) yer alan yakalama konusunu, uygulamadaki detayları ve haklarınızı Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak sizler için detaylı bir şekilde ele alacağız. Avukatlarımız Antalya Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan tarafından hazırlanan bu rehberde, yakalama, gözaltı ve ifade alma süreçlerinde bilinmesi gereken önemli noktalara değineceğiz. Amacımız, bu süreçlerde hukuki olarak daha bilinçli olmanızı sağlamak ve haklarınızı korumanıza yardımcı olmaktır.
Yakalama ve Hukuki Dayanakları
Yakalama, kişi özgürlüğünü kısıtlayan önemli bir hukuki süreçtir. Anayasamızın 19. maddesi kişi özgürlüğünü ve güvenliğini güvence altına alırken, CMK’nın 90 ve devamı maddeleri yakalama ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler içerir. Ayrıca, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği de kolluk görevlilerinin bu süreçte uyması gereken kuralları belirler. Bu yönetmelik, yakalama işlemlerinde özgürlükçü bir yaklaşım benimser ve kolluk güçlerinin yetkilerini sınırlar.
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK) ve Durdurma Yetkisi
PVSK’nın 4/A maddesi, kolluk güçlerine durdurma ve kimlik sorma yetkisi verir. Ancak bu durdurmanın amacı, kimlik tespitinden sonra gerekirse yakalama veya arama gibi işlemlere geçmektir. Uygulamada, PVSK 4/A’ya dayanılarak yapılan aramalar sonucu elde edilen delillerin hukuka uygun olup olmadığı sıkça tartışılmaktadır. Yargıtay, önleme araması kararıyla adli arama yapılamayacağına dair kararlar vermiştir. Ancak, kolluk güçleri bazen suçüstü hallerini bahane ederek durdurma ve arama yapabilmektedirler.
Yakalama Kararı ve Uygulamadaki Sorunlar
CMK’nın 98. maddesine göre, soruşturma işlemleri için öncelikle kişilerin davetiye ile çağrılması esastır. Ancak uygulamada, yakalama kararlarının doğrudan çıkarıldığı görülmektedir. Hatta, bazı durumlarda yakalama sonrasında yapılması gereken gözaltı işlemlerinin otomatik olarak verildiğine de rastlanmaktadır. Bu durum, kanunda belirtilen sıralamaya uyulmadığını ve hak ihlallerine yol açabildiğini göstermektedir.
Koruma Tedbirleri ve Yakalama Şartları
Yakalama, tutuklama gibi koruma tedbirleri, belirli şartların gerçekleşmesi halinde uygulanabilir. Bunlar; gecikmede tehlike olması, haklı bir görünüşün bulunması ve ölçülülük ilkesine uygun hareket edilmesidir. Yakalama için suçüstü hali veya suçüstü kadar kuvvetli bir şüphenin olması gerekir. Bu şüphenin derecesi, kişinin özgürlüğünün kısıtlanmasına haklılık kazandırmalıdır. Kuvvetli suç şüphesi, kolluk tarafından tespit edilir ve daha sonra hakim tarafından denetlenir. Yakalama kararlarında savcının doğrudan yetkisi bulunmamaktadır; hakim kararı esastır.
Önleme Yakalaması ve Türk Hukuku
Türk hukukunda, suç işlenmesini önlemeye yönelik (önleme yakalaması) bir düzenleme bulunmamaktadır. Yalnızca, suç işlendikten sonra yakalama mümkündür. Ancak, bazı Avrupa ülkelerinde suç işlenmesini önlemek amacıyla yakalama yetkisi kabul edilmiştir. PVSK’nın 13. maddesi uyarınca başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşüren kişilerin yakalanması, bir bakıma önleme yakalaması olarak değerlendirilebilir. Ancak bu durum, ceza muhakemesi sistemimize tam olarak uymamaktadır.
Yakalama İşlemi Sırasında Kolluğun Yapması Gerekenler
Kolluk, yakalama işlemi sırasında öncelikle kendi güvenliğini sağlamalı ve şüpheliyi yoklama suretiyle üst araması yapmalıdır. Bu arama, sadece silah olup olmadığını tespit etmeye yöneliktir ve detaylı bir arama değildir. Eğer yoklama sırasında suç unsuru bir maddeye temas edilirse, aleni bir yerde ise amirin yazılı emri, kapalı bir yerde ise savcının yazılı emri ile arama yapılması gerekir. Anayasamızın 20. maddesi, arama için yazılı emri zorunlu kılar ve bu konuda herhangi bir istisna tanımamaktadır.
Kelepçe Kullanımı ve Hak İhlalleri
Türk hukukunda, kelepçe kullanımının zorunlu bir hali bulunmamaktadır. Kelepçe, ancak kişinin kendisine veya başkalarına zarar verme tehlikesi olduğunda takılabilir. Uygulamada, kelepçelerin gereksiz yere ve hatta ters kelepçe şeklinde takılarak kişilerin basına yansıtılması, hem yasal düzenlemelere aykırı hem de hak ihlaline yol açmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu tür uygulamaları ihlal olarak değerlendirmiştir. Özellikle 18 yaş altındaki çocuklara kelepçe takılması kesinlikle yasaktır.
Vatandaşın Yakalama Yetkisi ve Sınırları
CMK’nın 90. maddesi, suç işlerken yakalanan bir kişiyi her vatandaşın yakalama yetkisi olduğunu belirtir. Ancak, bu yetki, kolluğun yetkisinden farklı olarak zor kullanmayı kapsamaz. Vatandaş, sadece ellerini tutarak veya iple bağlayarak kişiyi yakalayabilir. Ancak, dövme veya başka bir şekilde zor kullanma yetkisi yoktur. Bu nedenle, suç işlenirken görüldüğünde en sağlıklı yöntem, kolluk kuvvetlerine haber vermek ve olaya müdahale etmemektir.
Yakalama Sırasında Yapılan Beyanların Hukuki Değeri
Yakalama sırasında kişinin ağzından çıkan her söz, tutanağa geçirilerek delil olarak kullanılabilir. Bu nedenle, yakalama anında dikkatli olmak ve haklarınızı bilmek önemlidir. Kolluk, yakalama sonrası derhal haklarınızı bildirmekle yükümlüdür. Kişi, haklarını öğrendikten sonra susma hakkını kullanabilir. Ancak, kendiliğinden konuşmaya başlarsa, bu beyanlar delil olarak kullanılabilir. Bu durumda, polis memurlarının tanıklığı geçerli olacaktır. Avukatınızla görüşmeden önce herhangi bir ifade vermeyiniz.
Gözaltı ve Avukatın Rolü
Gözaltına alınan kişilerin bir avukatla görüşme hakları vardır. Avukat, öncelikle soruşturma evraklarını incelemeli ve müvekkilinin sağlık durumunu kontrol etmelidir. Dosyada kısıtlama kararı olabilir. Kısıtlama kararı varsa buna itiraz edilmelidir. Müvekkil ile görüşme yaparken, yakalanma anı, saati ve diğer detaylar mutlaka öğrenilmelidir. Yakalanma saati, gözaltı süresinin başlangıç anıdır ve genellikle yanlış yazılmaktadır. Bu hususa dikkat edilmeli ve nezarethane defteri incelenmelidir. Gözaltı süresi, kanunda belirtilen süreler dahilinde tutulmalıdır. Bir saatlik durdurma dahi eğer kişi serbest kalamayacağını düşünüyorsa özgürlüğünden yoksun kılınma olarak değerlendirilebilir.
Sağlık Raporları ve İşkence İddiaları
Gözaltına alınan kişilerin sağlık raporları, önemlidir. Bu raporlar, kişinin darp, cebir veya kötü muamele görüp görmediğini gösterir. Ancak, uygulamada sağlık kontrollerinin yeterince detaylı yapılmadığı ve doktorların hazır metinleri imzaladığı görülmektedir. Ayrıca, doktor görüşmelerinin gizliliği ihlal edilmekte ve kişiler doktorla baş başa bırakılmamaktadır. Bu konuda daha hassas davranılması gerekmektedir. Yönetmelikte, sağlık raporlarının avukata da verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Önemli Çıkarımlar
- Yakalama, kişi özgürlüğünü kısıtlayan önemli bir koruma tedbiridir ve belirli şartlara bağlıdır.
- Öncelikle davetiye ile çağrı, yakalama kararından önce gelir.
- Kolluk, PVSK 4/A yetkisini kullanırken dikkatli olmalı, durdurma ve arama yetkilerini hukuka uygun kullanmalıdır.
- Kelepçe kullanımı zorunlu olmayıp, kişinin tehlike arz ettiği durumlarda takılabilir.
- Vatandaşın yakalama yetkisi, zor kullanma yetkisini içermez.
- Yakalama anında yapılan beyanlar delil olarak kullanılabilir, bu nedenle haklarınızı bilin.
- Avukatınıza danışmadan herhangi bir ifade vermeyin.
- Gözaltı sürecinde avukatınız, soruşturma evraklarını incelemeli ve müvekkilinin sağlığını kontrol etmelidir.
Sıkça Sorulan Sorular (FAQ)
Bize Ulaşın
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu
Avukat Ayşenur Kocabaş
Avukat Sena Demircan
Her türlü hukuki konuda danışmanlık ve destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Web sitemizi ziyaret edin: ashukuk.net
Anahtar Kelimeler
- CMK Yakalama
- Gözaltı Süreci
- PVSK 4A
- Avukat Hakları
- Yakalama Kararı
- Koruma Tedbirleri
- Müdafi Hakkı
- Hukuki Danışmanlık
- Antalya Avukat
- Sağlık Raporu