“`html
Sağlık Hizmetlerinden Kaynaklanan Tazminat Davaları ve İdari Yargının Yaklaşımı
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, müvekkillerimizi sağlık hizmetlerinin yürütülmesinden kaynaklanan tazminat davaları konusunda bilgilendirmek ve bu süreçte onlara rehberlik etmek amacıyla bu kapsamlı makaleyi hazırladık. Antalya Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan liderliğinde, idari yargının bu tür davalara yaklaşımını, yasal dayanaklarını ve sıkça sorulan soruları ele alacağız.
İdarenin Sorumluluğunun Temel Dayanakları
İdarenin sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme, Türkiye Cumhuriyeti yasaları, hukukun temel ilkeleri ve yerleşik içtihatlar gibi çeşitli kaynaklardan doğmaktadır. Sağlık hizmetleri bağlamında, Anayasa’nın 17. maddesi (yaşama hakkı), 36. maddesi (hak arama hürriyeti), 40. maddesinin üçüncü fıkrası (haksız işlemler sonucu uğranılan zararlar) ve 129. maddesinin 5. fıkrası (idare aleyhine dava açma imkanı) önemli dayanaklardır.
Tam Yargı Davalarında Aranan Şartlar
Tam yargı davalarında, aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekmektedir:
- İdare: Sağlık hizmeti sunan idarelerin (Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü, vakıflara ait hastaneler vb.) varlığı.
- Sağlık Hizmeti: İdarenin sunduğu sağlık hizmetinin varlığı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlık hizmeti sadece hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, tam bir iyilik halidir. Bu, koruyucu, tedavi edici, rehabilite edici ve sağlığı geliştirici hizmetleri kapsar.
- Zarar: Sunulan sağlık hizmeti sonucunda ortaya çıkan kesinleşmiş bir zarar. Muhtemel ya da henüz gerçekleşmemiş zararlar, tam yargı davasına konu olamaz.
- İlliyet Bağı: Sunulan sağlık hizmeti ile ortaya çıkan zarar arasında bir illiyet bağının bulunması. Yani, zararın doğrudan idarenin sunduğu hizmetten kaynaklanması gerekmektedir.
Sağlık Hizmetlerinin Kapsamı
Sağlık hizmetleri; koruyucu, tedavi edici, rehabilite edici ve sağlığı geliştirici hizmetler olarak gruplandırılabilir. Tedavi hizmetleri ise kendi içinde; ayaktan teşhis ve tedavi kuruluşları, genel hastanelerde sunulan sağlık hizmetleri ve eğitim araştırma hastanelerinde sunulan sağlık hizmetleri olarak üçe ayrılabilir.
Hizmet Kusuru ve Kusursuz Sorumluluk
İdari yargıda, sağlık hizmetlerinden kaynaklanan tazminat davalarında hizmet kusuru kavramı önemli bir yer tutar. Hizmet kusuru, kamu hizmetlerinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya işleyişinde ortaya çıkan eksiklik, aksaklık veya bozukluklardır. İdarenin hizmet kusuru olmasa dahi, özel ve olağandışı bir zarar ortaya çıkarsa, kusursuz sorumluluk halleri de devreye girebilir.
Hizmet Kusurunun Somut Örnekleri
- Organizasyon Bozuklukları
- Tıbbi Uygulama Hataları
- Dikkat ve Özen Eksikliği
- Yetki Sınırının Aşılması
- Rıza Alınması Sürecindeki Eksiklikler
Tam Yargı Davalarında Usul Kuralları
Sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için usul kurallarına dikkat etmek gerekmektedir. Tam yargı davalarında dikkat edilmesi gereken usul kuralları şunlardır:
- Görev: Uyuşmazlığın idari yargının görevine girip girmediğinin tespiti.
- Yetki: İdari yargının görevli olduğu bir uyuşmazlıkta, hangi mahkemenin yetkili olduğunun belirlenmesi. Yetkili mahkeme, genellikle tedavi hizmetinin son gerçekleştiği yer idare mahkemesidir.
- Zorunlu Başvuru Yolları: İdari davaya açmadan önce, ilgili idareye başvurulması gerektiği (13. madde).
- Süre: Davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi. Dava, zararın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararın meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl içinde açılmalıdır. Ancak bazı durumlarda, özellikle zararın kesinleşmesi veya hukuki dayanağının öğrenilmesi halinde süreler farklılık gösterebilir.
- Görevli Olmayan Yere Başvurma: Görevli olmayan bir yargı yerine başvurulması halinde, bu yargı yerinin görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda dava açılabilir.
Ön Karar Alma Yükümlülüğü ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
İdari yargıda dava açmadan önce idareye başvurmak ve bir ön karar almak zorunludur. Ancak, idarenin bu başvuruya verdiği olumsuz cevap, idari davaya konu olabilecek kesin bir işlem olarak kabul edilmez. Bu nedenle, sadece tazminat talebine odaklanarak tam yargı davası açmak en doğru yaklaşımdır. Aksi takdirde, süreç uzayabilir ve hak kayıpları yaşanabilir.
Bilirkişi İncelemesi ve Uzman Görüşü
Maddi tazminatın hesaplanması ve hizmet kusurunun tespiti gibi teknik konularda bilirkişi incelemesine başvurulur. Adli Tıp Kurumu, yüksek sağlık şurası ve üniversitelerin tıp fakülteleri, bilirkişi olarak görev yapabilir. Ancak, adli tıp kurumunun verdiği raporlar bazen tartışmalı bulunabilir. Bu nedenle, bilirkişi raporlarına itiraz etme hakkınızı kullanmak ve uzman görüşü sunmak önemlidir. Dava dilekçesinin de bu noktada önemli olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bilirkişi incelemesi de dava dilekçesindeki iddialara göre yapılır.
Bilirkişi Raporlarına İtiraz
Bilirkişi raporlarının eksik veya yetersiz olduğunu düşünüyorsanız, bu raporlara itiraz etme ve kendi uzman görüşünüzü sunma hakkınız bulunmaktadır. Çelişkili durumları ve itirazlarınızı, teknik raporlar ile destekleyerek yargılama sürecinde daha etkili olabilirsiniz.
Maddi ve Manevi Tazminat
Maddi tazminat, tedavi giderleri, kazanç kayıpları, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi gibi kalemleri kapsar. Manevi tazminat ise, kişinin uğradığı manevi zararın karşılığı olarak hükmedilir. İdari yargıda, manevi tazminat davalarında davanın tümüyle reddedilmesi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilirken maddi tazminat davalarında kısmen kabul kısmen ret durumunda nispi vekalet ücretine hükmedilir.
Efor Tazminatı
İdari yargıda, sağlık hizmetlerinden kaynaklanan davalarda, çalışma gücünün kaybı nedeniyle “Efor tazminatı” da talep edilebilir. Efor tazminatı, kişinin iş hayatında veya günlük yaşamda harcadığı ekstra çabanın karşılığı olarak hesaplanır. Ancak, şu anda Efor tazminatı hesaplanırken, kişinin aktif çalışma dönemindeki maaşı değil, asgari ücret üzerinden değerlendirme yapılmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
- Soru: Bilgilendirme yapıldığı halde, “okumadım” veya “yeterli aydınlatma yapılmadan imzaladım” dediğimde, hekimin sorumluluğu kalkar mı?
- Cevap: Hayır, hekimin sorumluluğu tam olarak kalkmaz. Onam formunun, yapılan işleme uygun ve bilgilendirici olması gerekir. Hızlıca ve okumaya fırsat bırakmadan imzalatılan, karmaşık ve küçük yazılarla yazılmış onam formları, yeterli bilgilendirme olarak kabul edilmeyebilir. Bu konuda, daha detaylı bir bilgilendirme için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
- Soru: İhbar yapılmadığında, rücu imkanı tamamen ortadan kalkar mı?
- Cevap: Hayır, ihbar yapılmaması rücu imkanını tamamen ortadan kaldırmaz. Ancak, ihbar mekanizmasının işletilmesi yargılama sürecini etkileyebilir. İhbarın yapılmaması, kararın bozulma nedenlerinden biri olabilir.
- Soru: Beş yıllık sürenin geçmesinden sonra fark edilen bir hekim hatası için dava açmak mümkün mü?
- Cevap: Evet, bazı özel durumlarda mümkün olabilir. Hekim hatasının yol açtığı zararın kesinleşmesi, ya da hukuki dayanağının öğrenilmesi gibi nedenler, davanın açılma süresini etkileyebilir. Bu konuda hukuki değerlendirme yapılması için lütfen bizimle iletişime geçin.
- Soru: Bir bilirkişi raporuna itiraz etmek ve kendi uzman görüşümü sunmak mümkün mü?
- Cevap: Evet, mümkündür. Bilirkişi raporlarına itiraz etme hakkınız vardır. Ayrıca, kendi uzman görüşünüzü sunarak da yargılama sürecine katkıda bulunabilirsiniz. Özellikle, bilirkişi raporunun eksik veya yetersiz olduğunu düşünüyorsanız, bu hakkınızı kullanmanız önemlidir. Bu konuda bizden hukuki destek alabilirsiniz.
Sonuç
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, sağlık hizmetlerinden kaynaklanan tazminat davalarında müvekkillerimizin haklarını korumak ve adil bir yargılama sürecine ulaşmalarını sağlamak için buradayız. Antalya Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan liderliğinde, deneyimli ekibimizle sizlere en iyi hukuki desteği sunmaya hazırız.
Daha fazla bilgi almak ve hukuki danışmanlık hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Sağlık hizmetleri, tazminat davaları, idari yargı, hizmet kusuru, kusursuz sorumluluk, illiyet bağı, tam yargı davası, idarenin sorumluluğu, bilirkişi incelemesi, maddi tazminat, manevi tazminat, Efor tazminatı, Avukat Antalya, Ayşenur Kocabaş, Sena Demircan, Antalya AS Hukuk.
“`