Tasarrufun İptali Davaları: Müvekkillerimiz İçin Kapsamlı Bir Rehber
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, müvekkillerimizin haklarını korumak ve hukuki süreçleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla bu kapsamlı rehberi hazırladık. Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan liderliğindeki deneyimli ekibimizle, icra ve iflas hukuku alanındaki uzmanlığımızı sizlerle paylaşıyoruz. Bu makalede, özellikle tasarrufun iptali davalarına odaklanarak, müvekkillerimizin sıklıkla karşılaştığı sorulara ve merak ettikleri konulara açıklık getireceğiz. Unutmayın ki her hukuki durum özgündür ve bu nedenle profesyonel hukuki destek almanız her zaman önemlidir.
Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı hukuki işlemleri (örneğin, satış, bağış, devir gibi) geçersiz kılmayı amaçlayan bir dava türüdür. Bu davalar, alacaklıların haklarını korumak için önemli bir araçtır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu davalar, alacaklıların, borçlunun malvarlığını üçüncü şahıslara devrederek alacaklarını tahsil etmelerini engelleme girişimlerine karşı bir güvence sağlar.
Tasarruftan Kastedilen Hukuki İşlemler
Tasarruf kavramı, borçlu ile üçüncü şahıslar arasında yapılan ve borçlunun malvarlığında azalmaya neden olan her türlü hukuki işlemi kapsar. Bu işlemler genellikle şunlardır:
- Satış işlemleri
- Bağış (hibe) işlemleri
- Devir işlemleri
- İpotek tesis etme
- İntifa hakkı tesisi
Bu işlemlerin hukuki geçerliliği bulunsa da, belirli şartların gerçekleşmesi durumunda alacaklılar tarafından iptali istenebilir.
Tasarrufun İptali Davalarında Görev ve Yetki
Görevli Mahkeme: Tasarrufun iptali davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Yetkili Mahkeme: Genel yetki kuralı geçerlidir, yani davalıların ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ancak, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin de tasarrufun iptali davalarında yetkili olduğuna dair tartışmalar ve bazı içtihatlar bulunmaktadır. Bu konuda bir tartışma mevcut olup, büromuzda bu konuda detaylı araştırmalar yapılmaktadır.
Zorunlu Dava Arkadaşlığı
Tasarrufun iptali davalarında, davalı tarafında birden fazla kişi bulunabilir. Bunlar, borçlu ve onunla tasarruf işleminde bulunan üçüncü şahıstır. Bu durum, zorunlu dava arkadaşlığı olarak adlandırılır. Zorunlu dava arkadaşlarının birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Özellikle yetki itirazı gibi ilk itirazların birlikte ileri sürülmesi zorunludur. Aksi takdirde, tek bir davalının itirazı geçersiz sayılır.
Tasarrufun İptali Davalarında Yargılama Usulü
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabidir. Bu usulde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, davaya cevap dilekçesinden sonra cevaba cevap dilekçesinin olmamasıdır. Dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile yetinilir. Sözlü yargılama aşamasına geçildikten sonra süre talep etmek mümkün değildir. Bu nedenle dava dilekçesinin ve cevap dilekçesinin hazırlanması büyük önem taşır.
Dava Dilekçesi Hazırlanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dava dilekçesi hazırlanırken aşağıdaki hususlara özellikle dikkat edilmelidir:
- Görev ve Yetki: Mahkemenin görevli ve yetkili olduğundan emin olun.
- Davacının ve Davalıların Bilgileri: Davacı ve davalıların (borçlu ve üçüncü şahıs) kimlik bilgileri ile adresleri eksiksiz olarak belirtilmelidir.
- Dava Değeri: Dava değeri, tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değeri ile alacağın hangisi az ise o değerdir. Dava açılırken harca esas değerin belirlenmesi ve harcın yatırılması gerekir. Davanın başında düşük bir değer göstermek, sonradan ihtiyati haciz talep edildiğinde sorunlara yol açabilir.Önemli Bilgi: Dava değeri bilinmiyorsa, dilekçede “277 ve devamı maddelerince tasarrufun iptali” ifadesi yer almalı ve dava değerinin sonradan belirlenmesi gerekliliği belirtilmelidir. Dava değeri daha sonra bilirkişi incelemesi ile tespit edilebilir.
- İhtiyati Haciz Talebi: Dava açılırken mutlaka ihtiyati haciz talebinde bulunulmalıdır. Tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haciz, İcra İflas Kanunu’nda düzenlenir ve ihtiyati tedbir ile karıştırılmamalıdır.
- Açıklamalar Bölümü:
- İcra takibinin kesinleştiği belirtilmelidir.
- Borçlunun aciz halinde olduğu ve hacze kabil mal bulunamadığı ifade edilmelidir.
- Tasarrufun yapıldığı tarih ve borcun doğum tarihi net bir şekilde açıklanmalıdır.
- Tasarrufun neden iptal edilmesi gerektiği (örneğin, hısımlık, bedel farkı, kötü niyet) maddeleri ile birlikte yazılmalıdır.
- Borçlunun aciz halinde olduğu, hacze kabil malı bulunmadığı ve dosyanızın alacağınıza kavuşma imkanı olmadığından bahsedilmelidir.
- Borcun doğum tarihi ve tasarruf tarihine dikkat edilmelidir, tasarruf borcun doğum tarihinden sonra yapılmış olmalıdır.
- Deliller: İcra dosyası, tapu kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, ticari defterler ve sosyal medya araştırmaları gibi deliller eksiksiz belirtilmelidir.
- Sonuç ve İstem: Cebri icra yetkisi, teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talep edilmelidir.
Tasarrufun İptali Davalarında Zamanaşımı
Tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı süresi, tasarruf tarihinden itibaren 5 yıldır. Ancak bu süreye bağlı kalmayarak, Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayanarak da dava açılabilir. Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine göre açılan davalarda zamanaşımı süresi yoktur. Ancak bu davalarda ispat külfeti daha zordur.
İcra ve İflas Kanunu 278’inci Madde Kapsamındaki İşlemler
İcra ve İflas Kanunu’nun 278. maddesi, bazı tasarruf işlemlerini mutlak olarak iptale tabi tutar. Bu işlemler genellikle borçlu ile yakınları (eş, çocuklar, anne, baba, kardeşler) arasındaki tasarruflardır. Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararları bu mutlak iptal hükmünü yumuşatmış olsa da uygulamada bu işlemlerin iptal edilmesi genellikle kolaydır. Önemli olan, bu tür işlemlerde taraflar arasındaki yakın ilişki ve danışıklı hareketin varlığını ispatlamaktır. Taraflar arasında açık emarenin varlığı, bu davalarda önemli bir delil niteliğindedir.
Açık Emare Nedir?
Açık emare, borçlu ile tasarrufta bulunan üçüncü kişinin arasında borçlunun mal kaçırdığını gösteren emarelerdir. Bu emareler şunlardır:
- Borçlu ve Üçüncü Şahsın Aynı Köyde veya Mahallede Oturmaları
- Komşu Olmaları
- Aynı İş Kolunda Çalışmaları
- Aynı Şirkette Ortak Olmaları
- Sosyal Medyada Yoğun Paylaşımda Bulunmaları
- Akrabalık İlişkisi Olması
Bu gibi durumlarda, borçlunun üçüncü şahısla işbirliği içinde mal kaçırma amacı taşıdığı kabul edilir.
İşletmenin Devri
281. madde, bir işletmenin tamamının veya önemli bir kısmının devredilmesi halinde alacaklıların korunması amacıyla özel düzenlemeler içerir. İşletmeyi devralan kişi, alacaklıların haklarını korumak için bazı yükümlülükler altına girer. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda devir işlemi iptal edilebilir. Alacaklılara bildirimde bulunulması ve ilan yapılması gerekir.
Tasarrufun İptali Davalarında Hüküm ve Sonuçları
Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde mahkeme, tasarruf işleminin iptaline karar verir. Bu karar ile birlikte alacaklı, borçlunun malvarlığına tekrar erişim imkanı kazanır. Ancak bu karar, sadece alacaklıya icra yoluyla satış yetkisi verir. Taşınmaz, icra dairesi aracılığıyla satışa çıkarılır ve alacaklı alacağını tahsil eder. Alacaklı, alacağı miktarıyla sınırlı bir satış yetkisi almaktadır. Dava, sadece dava açan alacaklıya yönelik sonuç doğurur, diğer alacaklıları bağlamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Tasarrufun iptali davası açmak için kesinleşmiş bir icra takibi şart mıdır?
Cevap: Evet, genel kural olarak tasarrufun iptali davası açabilmek için kesinleşmiş bir icra takibi gereklidir. Ancak, devam eden bir alacak davası varsa ve borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunuyorsa, henüz kesinleşmemiş bir alacak için de tasarrufun iptali davası açılabilir.
Soru: Tasarrufun iptali davası nisbi harca mı tabidir?
Cevap: Evet, tasarrufun iptali davaları nisbi harca tabidir. Harca esas değer, tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değeri ile alacağın hangisi az ise o değerdir. Bu, vekalet ücretini de etkilemektedir.
Soru: İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir aynı şey midir?
Cevap: Hayır, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir farklı hukuki kavramlardır. İhtiyati haciz, İcra İflas Kanunu’nda düzenlenir ve tasarrufun iptali davalarında önemlidir. İhtiyati tedbir ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenir ve sıra cetvelinde dikkate alınmaz. Bu nedenle, tasarrufun iptali davalarında mutlaka ihtiyati haciz talep edilmelidir.
Soru: 3. şahıs malı elden çıkarırsa ne olur?
Cevap: Tasarrufun iptali davasında 3. şahıs, dava konusu malı elden çıkarırsa tazminata hükmedilir. Ancak dava 3.şahıs ile sınırlı kalır, sonraki devirlerdeki şahıslara davanın yöneltilebilmesi için kötü niyetin ispatlanması gerekmektedir.
Soru: Borçlu, miras reddi yaparsa bu işleme karşı ne yapılabilir?
Cevap: Borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak için miras reddi yapması durumunda, bu işleme karşı tasarrufun iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin alacaklıyı zarara uğratması halinde bu red işleminin iptali talep edilebilir.
Soru: Borçlar Kanunu 19’a göre açılan davalar ile İİK 277 arasındaki fark nedir?
Cevap: İcra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan davalarda, belirli şartların gerçekleşmesi halinde tasarruf işlemi iptal edilebilir. Bu davalar şekli davalardır ve bu şartlar gerçekleştiğinde dava kazanılır. Ancak, Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine göre açılan davalar, genel hükümlere dayanır ve ispat yükü daha zordur. İİK 277’de işlem hukuken geçerli iken, BK 19’da işlem baştan itibaren geçersiz kabul edilir. İİK’da zamanaşımı 5 yıl iken BK 19’da zamanaşımı yoktur.
Soru: Aynı taşınmaz için birden çok alacaklı tasarrufun iptali davası açarsa ne olur?
Cevap: Aynı taşınmaz için birden çok alacaklı tasarrufun iptali davası açabilir. Bu durumda alacaklılar, alacakları oranında tahsilat yaparlar. Ancak tek bir taşınmaz olması sebebiyle, tüm alacaklıların davalarına göre tek bir satış yapılacaktır. Herkes alacağına yetecek miktarda bu satıştan pay alabilecektir.
Soru: Tasarrufun iptali davası açıldığında, taşınmaz üzerine banka ipoteği varsa ne olur?
Cevap: Taşınmaz üzerine banka ipoteği varsa, bu durum tasarrufun iptali davasının sonucunu etkileyebilir. Genelde ipotek hakkı, alacaklıdan önce gelir. Ancak bu durum, alacaklı ve banka arasındaki ilişkiye ve davanın seyrine göre değişebilir. İpoteğin borçlunun üzerine olduğu dönemde konulup konulmadığı önemlidir.
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu Olarak Biz
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, tasarrufun iptali davaları başta olmak üzere icra ve iflas hukuku alanında uzman kadromuzla müvekkillerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Avukat Ayşenur Kocabaş ve Avukat Sena Demircan liderliğinde, müvekkillerimizin haklarını korumak ve hukuki süreçlerde yanlarında olmak için her zaman hazırız. Hukuki sorularınız ve destek talepleriniz için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
Uyarı: Bu makaledeki bilgiler genel nitelikte olup, her hukuki durum özgündür ve farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle profesyonel hukuki destek almanız her zaman önemlidir.
Antalya AS Hukuk & Danışmanlık Bürosu
Anahtar Kelimeler
- Tasarrufun iptali davası
- İcra iflas hukuku
- İhtiyati haciz
- Borçlar Kanunu 19
- Açık emare
- Zamanaşımı
- Asliye hukuk mahkemesi
- Avukat Ayşenur Kocabaş
- Avukat Sena Demircan
- Antalya avukat
“`